Yılmaz, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesinin (İSEDAK) 39. Bakanlar Oturumu Kapanış Programı’nda, toplantıyı verimli istişarelerin ardından başarıyla sonuçlandırdıklarını dile getirerek, üye ülke heyetlerine, uluslararası kuruluş temsilcilerine ve diğer katılımcılara teşekkür etti.
Bu yıl Bakanlar Oturumu’nda “İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkelerinin E-ticaret Kapasitelerinin Geliştirilmesi” konusuna odaklandıklarını aktaran Yılmaz, toplantı vesilesiyle gündemde yer alan ekonomik ve ticari meselelerin yanında İslam dünyasının durumunu da mütalaa ettiklerini kaydetti.
Yılmaz, İİT Tercihli Ticaret Sistemi (TPS-OIC), İİT Tahkim Merkezi, Helal Akreditasyon Alanındaki Çalışmalar, İİT İSEDAK Uluslararası Yatırım Fonu, İSEDAK KOBİ Programı, Dijital Dönüşüm Programı, Altın ve Gayrimenkul Borsaları Projeleri’nin toplantı gündeminde olduğunu anlattı.
Yoğun toplantı süresince ülkeler ve kuruluşlar arasında gerçekleştirilen ikili görüşmelerin, işbirliğini daha da güçlendirmek adına önemli bir zemin oluşturduğunu memnuniyetle gözlemlediklerini ifade eden Yılmaz, 19 ülke, 8 İİT kuruluşunun yanı sıra çeşitli özel sektör firmalarının katılımlarıyla 45’ten fazla ikili görüşme gerçekleştirildiğini belirtti.
Yılmaz, 54 üye ülke, 5 gözlemci ülke ile 38 uluslararası kuruluşun davet edildiği toplantıya 51 ülke ve 24 uluslararası kuruluşu temsilen 536 delegenin katıldığını, 23 ülkeden 24 bakan, 9 ülkeden 11 bakan yardımcısı olmak üzere üst düzey katılım sağlandığını aktardı.
2023 yılı boyunca düzenlenen İSEDAK Çalışma Grubu toplantılarının “e-ticaret kapasitesinin geliştirilmesi, genç işsizliğinin azaltılması, gıda güvensizliğiyle mücadele, ulaştırma altyapılarının çevresel etkileri, dijital para birimleri ve turizmde rekabet için girişimciliğin teşvik edilmesi” konularını ele aldığını ve bu alanlarda ülkelerin istifadelerine sunulmak üzere önemli politika tavsiyeleri ortaya koyduğunu aktaran Yılmaz, politika tavsiyelerinin hayata geçirilmesi için “İSEDAK Proje Destek Programları”ndan ülkelerin daha fazla istifade etmelerini oldukça önemli bulduğunu vurguladı.
“İİT ülkelerinin dünya ticaretten aldıkları pay yüzde 11’in üzerindedir”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, İslam ülkelerinin dünya nüfusunun yüzde 25’ine tekabül ettiğine ve küresel ekonominin yaklaşık yüzde 9’unu oluşturduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
“İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin dünya ticaretinden aldıkları pay yüzde 11’in bir miktar üzerindedir. Dün sabahki konuşmasında Sayın Genel Sekreter Hüseyin İbrahim Taha’nın da belirttiği üzere 2023 sonu itibarıyla üye ülkeler arasındaki ticaret hacmi toplam ticaretimizin yaklaşık yüzde 19’unu oluşturuyor. Bildiğiniz gibi 2025 yılı sonunda ulaşmayı hedeflediğimiz İİT içi ticaret hacmi ise yüzde 25’tir. Kalan son iki yılda bu hedefe yaklaşmak için daha fazla gayret sarf etmemiz, ticareti kolaylaştırıcı ve teşvik edici somut adımlar atmamız gerekiyor.”
İSEDAK bünyesinde geliştirilen en önemli girişimlerden biri olan Tercihli Ticaret Sistemi’ne üye ülkelerin katkı ve katılımda bulunmasının büyük önem arz ettiğine dikkati çeken Yılmaz, “Bu konuda güncel bir gelişmeyi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Körfez İşbirliği Konseyi Sekretaryası 6 üye ülkesi adına güncel taviz listelerini Ticaret Müzakereleri Komitesi Sekretaryasına iletmiştir.
Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkelerin sistemi etkin bir biçimde uygulamalarını, sistemin potansiyelinin harekete geçirilmesi noktasında çok önemli buluyorum. Bunun yanı sıra sisteme taraf ülkelere yenilerinin eklenmesi ve sistem kapsamının hizmetler ticareti ve yatırım gibi unsurlarla genişletilmesi doğrultusunda gayret göstermemiz gerektiğini düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, ticaret ve yatırım alanında doğabilecek uyuşmazlıkların çözümünde kendi imkan ve araçlarının geliştirilmesi çok hayati bir konu olduğunun altını çizdi.
Ülkeler arasındaki uluslararası ticaret ve yatırım uyuşmazlıklarını çözüme kavuşturmak üzere kurulan İİT Tahkim Merkezi’nin İstanbul’da faaliyetlerine başlamış olmasından büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Yılmaz, üye ülkelerin de destekleriyle merkezi en seçkin tahkim merkezlerinden biri haline getireceklerini söyledi.
Helal ürün ve hizmet sektöründe daha aktif yer almak için çalışmalara hız verildi
Yılmaz, tüm sektörlerdeki yenilikçi girişimler ve ekonomik dönüşümlere öncülük eden KOBİ’lerin desteklenmesi amacıyla geçen yıl KOBİ Programı’nın başlatılması kararının alındığını hatırlattı.
İSEDAK KOBİ Programı kapsamında üye ülkelerin KOBİ’lerden sorumlu kurumlarının başkanlarının İSEDAK marjında ilk kez bir araya geldiklerini anlatan Yılmaz, bu programın KOBİ’lerin dünyaya açılmasına önemli bir imkan sunacağını ve İİT içi ticaret hacminin de artmasına katkı sağlayacağını belirtti.
Yılmaz, İİT İSEDAK Uluslararası Yatırım Fonu ve Altın Borsası gibi helal yatırım alternatiflerinin hem finansal çeşitlenmeyi desteklediğini hem de ekonomiler için önemli potansiyeller barındırdığına dikkati çekti.
Bunların yanı sıra helal ürün ve hizmet sektöründe daha aktif şekilde yer almak için çalışmalara hız verdiklerini, akreditasyon alanında yürütülen çalışmalarda uzun zamandır sürdürülen çabaların meyvelerini almaya başladıklarını dile getiren Yılmaz, helal belgeli ürünlerin İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü (SMIIC) standartlarına göre akredite edilmesi maksadıyla oluşturulan Helal Akreditasyon Kurumları İslami Forumu’nun (IFHAB) faaliyete geçmesinin bu alanda önemli bir adım olacağını söyledi.
“E-ihracatın toplam ihracatımız içindeki oranını yüzde 10’lara kadar çıkarma hedefini ortaya koyduk”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, dijital dönüşümün e-ticaretin küresel ticaret içindeki payının artmasına yol açtığını, Kovid-19 salgınıyla e-ticaret ve e-ihracatın en yüksek seviyelere ulaştığını belirterek, küresel B2C (Business to Consumer-İşletmeden Tüketiciye) ticaret hacminin 2022 yılı itibarıyla 5,7 trilyon dolara çıktığını aktardı.
Teknolojik ilerlemelerin hızındaki artış ile beraber e-ticaretin küresel ekonomideki payının arttığına şahitlik ettiklerini anlatan Yılmaz, bu kapsamda DTÖ’nün verilerine göre dijital olarak sunulan hizmetlerin küresel ihracatı 2002’den bu yana 3 kattan fazla arttığını, ayrıca dijital teknolojilerin 2030’a kadar her yıl yüzde 2 oranında ticareti artıracağının tahmin edildiğini kaydetti.
Yılmaz, dünkü toplantıda üye ülkelerin e-ticaret ve e-ihracat konusunda deneyimlerini paylaşmalarının son derece yararlı olduğunu dile getirdi.
Uluslararası ticaret içinde dijital hizmetler ticaretinin payının her geçen gün arttığını anlatan Yılmaz, bu noktada üye ülkeler arasında önemli farklılıklar bulunan ve ekonomik kalkınmaya önemli katkısı olan e-ticaret alanına yönelik işbirliklerinin yoğunlaştırılması gerektiğini, bu alanda sahip oldukları tecrübeleri paylaşarak ve somut projeler geliştirerek kapasitelerinin artırılmasının büyük önem arz ettiğini söyledi.
Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin e-ticaret ve e-ihracat alanındaki potansiyelini ve dünya pazarındaki konumunu ileriye taşımak için özel sektörü desteklediklerinin altını çizerek, şunları kaydetti:
“E-ticaretin sadece iç piyasada değil, aynı zamanda uluslararası arenada da bir güç olması için e-ihracatı ön planda tutuyoruz ve yakın gelecekte e-ihracatın toplam ihracatımız içindeki oranını yüzde 10’lara kadar çıkarma hedefini ortaya koymuş durumdayız.
Konvansiyonel ihracat ile kıyaslandığında, e-ticaret firmalarımız dünyanın her yerinden ve daha büyük alım gücüne sahip partner edinebilmekte, hedef pazarlarda ürünlerini test edebilmekte ve müşteri deneyimleri ile yeni ürün geliştirme ya da mevcut ürününe yenilikçilik katabilmekte, üretim ve ödeme süreçlerinde görece düşük riskli işlem gerçekleştirebilmektedirler.”
Gelecek yılki Bakanlar Görüş Alışverişi Oturumu’nun konusu “İslami Finansal Teknolojiler”
Yılmaz, İSEDAK kapsamında geçen yıl kurulan Yüksek Düzeyli Dijital Dönüşüm Forumu’na duyulan ilgiden memnuniyet duyduklarını dile getirerek, İİT üyesi ülkelerde e-ticaretin geliştirilmesine yönelik politika tavsiyelerinin hayata geçirilmesini de destekleyeceklerini ifade etti.
Gelecek yılki Bakanlar Görüş Alışverişi Oturumu’nun konusunun “İslami Finansal Teknolojiler: İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkelerde Ödeme Sistemlerinde Dijital Dönüşüm” olarak belirlendiğini aktaran Yılmaz, İslami finansal teknolojilerin, güvenilirlik, güvenlik ve gizlilik gibi İslami finans prensipleri çerçevesinde finansal hizmetler sunma amacı güden bir alan olarak öne çıktığını anlattı.
Yılmaz, bu bakımdan gelecek yılın Bakanlar Görüş Alışverişi Oturumu’nun konusunu oldukça isabetli ve faydalı bulduklarını ifade etti.
“İslam dünyası her zamankinden daha fazla birlik içinde olmak durumundadır”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, dünyanın içinden geçtiği sancılı ekonomik süreçlerin yanı sıra İslam dünyasının durumunun hepsinin yüreklerini dağladığını söyledi.
Çatısı altında bu toplantıları yaptıkları İİT’nin kuruluş gayesinin Kudüs davası olduğunun hiçbir zaman unutulmaması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, “İslam dünyası bugün her zamankinden daha fazla birlik içinde olmak ve mazlum Filistin halkını desteklemek durumundadır. Özellikle 7 Ekim’den bu yana işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşananlar artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Masum sivillerin ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, ibadethaneleri acımasızca bombalamak, kendini savunma hakkıyla açıklanabilir mi?” diye konuştu.
Yılmaz, işgalci bir gücün kendini savunma hakkından bahsetmesinin eşyanın tabiatına aykırı olduğunu, bunu hiçbir şekilde kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Açıkça nükleer silah kullanmakla toplumları tehdit edenler, uluslararası hukuk önünde hesap vermeyecekler mi? İnsanlığa karşı açıkça suç işlenirken elini vicdanına en önce götürmesi gerekenler bizler değil miyiz, insanlık değil mi? Buradaki tüm katılımcıları Müslüman, Hristiyan, Yahudi ayırmadan sivil ölümlerine karşı eşit tepki vermeye davet ediyorum. Birilerinin yaptığı gibi insanları dinine, etnik kimliğine göre ayırt etmek bizim yaklaşımımız değildir.
Onu yapanlar kendileri utansınlar. Tarih önünde kara bir leke olarak bu insanlığın hafızasına işlenmiş oldu. Bölgede ateşkese, daha sonra da iki devletli çözümün tesisi için ortak inisiyatif almaya bütün üyelerimizi ve bütün insanlığı davet ediyoruz. Tırnak içinde ‘insani aralar’ verip, daha sonra insanlık dışı saldırıları daha güçlü bir şekilde gerçekleştirmek hiçbir şekilde yeterli değildir. Başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin ortaya çıkmadan bölgede ve dünyada huzur ve güvenin tesis edilmesi mümkün değildir.”
Türkiye olarak insani ve tıbbi yardımların kesintisiz teminini devam ettireceklerini, tüm platformlarda öncelikle ateşkesin sağlanması ardından köklü siyasi çözümün oluşması için var güçleriyle çalışacaklarını vurguladı.
Yılmaz, gayretleriyle İslam dünyasının dışardan dayatılan tüm sorunlara rağmen dirayetini koruyarak dimdik ayakta kalmaya devam edeceğini belirterek, onları karamsarlığa ve zayıflığa itmeye çalışanlara hiçbir zaman prim vermeyeceklerini söyledi.
Üye ülke heyetlerine, İİT Genel Sekreterliği, İİT Kuruluşları ve diğer uluslararası kuruluşlara katkılarından dolayı teşekkürlerini sunan Yılmaz, Bakanlar Görüş Alışverişi Oturumu’ndaki tartışmaların ve alınan kararların İslam dünyası için güzel sonuçlara vesile olmasını, işbirliklerini derinleştirmesini temenni etti.