Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, sanayici ve tüketicilerin, karbon emisyonlarının azaltılması sürecine katkı sağlamasının önem taşıdığını bildirdi.
Büyükelçi Meyer-Landrut, Yeşil Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Uygulama Projesi kapsamında pilot bölge seçilen Ankara Sanayi Odası (ASO) 2. OSB’yi ziyaret etti.
Burada konuşan Meyer-Landrut, sanayi ve enerji üretiminde karbondioksit emisyonlarının azaltıldığı bir sürece doğru gidildiğine işaret ederek, bu süreçten geri dönüş olmadığını söyledi.
Gerçek dönüşümün sağlanabilmesi için sahada da adımların atılmasının önem taşıdığını aktaran Meyer-Landrut, “Sanayici ve tüketicilerin bu sürece katkı sağlaması ve karbon emisyonlarının azaltılmasına yönelik adımların etkin hale getirilmesi önem taşıyor.” diye konuştu.
Meyer-Landrut, Türkiye’nin AB’nin önemli ortaklarından biri olduğunu belirterek, “Sizinle çok önemli ticaret hacmimiz söz konusu, bununla birlikte Türkiye, AB’nin yürütmekte olduğu pek çok programın bir parçası.” ifadesini kullandı.
“Bizim de karbon düzenlemelerine sahip olmamız gerekiyor”
ASO Başkanı Seyit Ardıç, sanayicilerin, üreterek topluma fayda sağlarken, üretim sürecinde ortaya çıkan kirlilik karşısında yaşadıkları şehre yönelik sorumluluklarının farkında olduğunu belirterek, “Çevre kirliliğinin, sadece hava, su ve toprağın kirlenmesi olmadığını, çevrenin bir kaynak olduğunu ve bu kaynağın da zamanla tüketilebileceğini, kullanım maliyetinin olduğunu çok iyi biliyoruz.” dedi.
Sınırda karbon düzenleme mekanizmasının Türkiye için bir işaret fişeği olacağını bildiren Ardıç, “Dünya genelinde karbon vergisi ve emisyon ticaret sistemleri norm haline gelirken, bizim de karbon düzenlemelerine sahip olmamız gerekiyor. Yapılan çalışmalar ülkemizde gelecek 10 yılda AB sınırda karbon düzenlemesinden doğacak maliyetlerin yıllık 2,5 milyar avroya ulaşabileceğini gösteriyor. Karbon fiyatlandırmasından zarar gören değil, fayda sağlayan ülkeler tarafında olabilmemiz çok önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
Ardıç, Ankara’da sanayicilerin ham madde kullanımı, atık yönetimi, karbon salımı, su ve atık su yönetimi konularında ulusal ve uluslararası düzenlemelere göre değerlendirmeleri içeren çevresel durum raporları hazırladıklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu raporlar, karbon ve su ayak izi hesaplamalarını ve tesislerin yeşil dönüşüm için yatırım ihtiyaçlarını da içerecek şekilde hazırlanmaktadır. Projemizle sanayicilerimizin bilime dayalı hedefler belirlemelerini sağlayacağız. Düşük karbon ekonomisine geçişte önemli rekabet avantajı elde etmelerini ve enerji verimliliği, yeşil altyapı, gelişmiş su döngüselliği, endüstriyel simbiyoz gibi uygulamaları hayata geçirerek yeşil dönüşümün sağlanmasını hedefliyoruz. Odamız, Ankara başta olmak üzere ülkemizdeki firmalar arasında yenilikçi ve çevreci iş fikirlerinin teknoloji odaklı oluşumlara dönüşmesiyle firmaların yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşabilmesi hedeflerini benimsemektedir. Bu kapsamda, 2024 yılı için proje, program ve işbirliği geliştirme süreçleri devam eden yeşil dönüşüm odaklı faaliyetlere de devam edecektir.”
ASO 2. OSB Başkanı Mete Çağlayan da ihracatta sürdürülebilirliğin sağlanması için ülkenin sanayi sektörlerinin AB ve dünyadaki yeşil dönüşüm sürecine uyum sağlamasının önemine işaret ederek, “ASO 2. OSB olarak sanayinin yeşil dönüşümü ve ekolojik sanayi kültürünün yaratılması noktasında sürdürülebilir kalkınma amaçlarını benimsiyoruz.” diye konuştu.
Yasal düzenlemelerden önce başlattıkları çalışmalarla yeşil OSB yarışında diğer bölgelerin önüne geçtiklerini belirten Çağlayan, “Yeşil OSB kavramına yakışır şekilde yeni projeler ve yeni çözümler ile yolumuza devam edeceğimizi, sanayicilerimizi iklimin risklerinden, iklimi ise sanayinin etkilerinden korumak adına gayretle çalışmaya devam edeceğimizi bildirmek isterim.” ifadesini kullandı.