Kadınlarda yumurtalıkların görevlerinin azalmasına bağlı olarak adet döngüsünün ve doğurganlığın sona erdiği yaşam evresi ‘menopoz’ olarak adlandırılıyor. Ülkemizde kadınların ortalama 47-49 yaşları arasında menopoza girdiği belirtiliyor. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, rutin hekim kontrolleri ve yakınmalara yönelik uygulanan tedaviler sayesinde kadınlar menopoz sürecinde aktif ve kaliteli bir yaşam sürebiliyor. Ancak menopozla ilgili toplumda doğru sanılan hatalı bilgiler ve bu doğrultuda hareket edilmesi, kadınların menopoz dönemini sağlıklı ve mutlu yaşamalarını önleyebiliyor. Örneğin, menopoz döneminde uygulanan hormon tedavilerinin kansere yol açacağı kaygısı nedeniyle tedaviden kaçınmak, yıllarca sürebilecek olan menopoza dair sıkıntıların çözümüne ulaşmayı engelleyebiliyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, menopoz sürecine yönelik gereksiz kaygılar veya hatalı bilgiler nedeniyle hekim kontrolünden kaçınmanın aynı zamanda ciddi tablolara da neden olabileceğine dikkat çekerek, “Menopoz kalp ve damar hastalıkları, meme, rahim ve yumurtalık hastalıkları ile kemik erimesi gibi pek çok hastalığın sıkça karşılaşıldığı bir dönem. Dolayısıyla menopoz sürecinde düzenli olarak yapılması gereken hekim kontrollerini aksatmak, bu hastalıkların atlanmasına veya erken teşhis edilememesine yol açabiliyor. Bu nedenle menopoz döneminde hem kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolüne gitmek, hem de düzenli aralıklarla check-up yaptırmak büyük bir öneme sahip. Bu sayede yaşam kalitesi yükselirken, hayatı tehdit edebilen hastalıklar da erken dönemde teşhis ve tedavi edilebiliyor” açıklamalarını yapıyor.
1-MENOPOZA GİRME YAŞI GECİKTİRİLEBİLİR.
DOĞRUSU: Adet kanamaları sona erdiğinde menopoza dair yakınmaları gidermek amacıyla hormon tedavisine başlanabiliyor ve ilaç tedavisiyle rahim iç zarı kalınlaştırılıp, sonrasında kanama sağlanarak ‘yapay bir adet döngüsü’ oluşturuluyor. Ancak ilaç tedavisi sayesinde her ay adet görülse de bu durum menopozun geciktirildiği anlamına gelmiyor.
2-KADINLAR ANNESİNE BENZER YAŞTA MENOPOZA GİRER.
DOĞRUSU: ‘Her kadın annesiyle benzer yaşta menopoza girer, annesine benzer belirtileri yaşar’ düşüncesi de yine toplumda yaygın olan hatalı bilgilerden. Kadınlar kalıtsal olarak annelerine benzeseler de menopoza girme yaşını; kilo alımı, sigara ve alkol kullanımı, kronik hastalıklar, geçirilen ameliyatlar, radyoterapi, kemoterapi, stres ile doğum sayısı gibi faktörler etkiliyor.
3-HER KADIN MENOPOZ DÖNEMİNİ AYNI DENEYİMLER.
DOĞRUSU: Yaklaşık her 2 kadından 1’inde menopoza giriş döneminde ve sonraki yıllarda ateş basmaları, gece terlemeleri ile duygu durum değişiklikleri gibi yakınmalar gelişiyor. Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, “Ancak menopoza ait belirtiler kadınlar arasında oldukça değişkenlik gösteriyor; hiçbir şikâyeti olmayan kadınlar olabildiği gibi yaşam kalitesi ciddi anlamda etkilenmiş kadınlarla da karşılaşıyoruz. Bu yakınmaların değişkenliği kalıtsal, ırksal, beslenme alışkanlıkları, iklim ve yaşam tarzı pek çok faktörden kaynaklanıyor” diyor.
4-RAHİM ALININCA MENOPOZA GİRİLİR.
DOĞRUSU: Kadının menopoz sürecini belirleyen durum, yumurtalıklardaki yumurtaların tükenmesi ve buna bağlı olarak işlevini yerine getirememesidir. Bununla birlikte, ameliyat yoluyla iki yumurtalığın çıkarılması halinde de kadın menopoza giriyor. Dolayısıyla, sadece rahim alınınca kadın adet görmüyor ve bir daha hamile kalamıyor ama menopoza girmiyor. Menopoz ancak rahimle beraber yumurtalıklar da alınırsa başlıyor.
5-MENOPOZLA BİRLİKTE CİNSEL YAŞAM BİTER.
DOĞRUSU: Menopoz döneminde kadınların yaklaşık yüzde 70’inde vajinal kuruluk, cinsel ilişkide ağrı, isteksizlik, idrar yaparken yanma ve sık enfeksiyon geçirme gibi yakınmalar oluşuyor. Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, ancak bu tür şikayetlerin tedavilerle giderilebildiğine işaret ederek, “Menopoz dönemindeki kadınlarda gelişen yakınmaların altta yatan nedeni, menopozla birlikte östrojen hormonunun azalması ve buna bağlı olarak vajinal bölgenin elastikiyetinin, kayganlığının ve florasının bozulmasıdır. Öncelikli olarak vajinal kayganlaştırıcı ve nemlendirici tedaviler uygulanabilirken, uygun hastalarda topikal veya sistemik yolla östrojen hormonunun verilmesi de sorunların büyük oranda düzelmesini sağlıyor” bilgisini veriyor.
6-MENOPOZ DÖNEMİNDE MUTLAKA KİLO ALINIR.
DOĞRUSU: Kadınlar genellikle menopozdan sonra kilo aldıklarından yakınıyorlar. “Ancak kilo almak hormonal değişimin değil, yaşlanmanın bir etkisidir” diyen Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, sözlerine şöyle devam ediyor: “İlerleyen yaşla birlikte metabolizmanın bir miktar yavaşlaması nedeniyle günde yaklaşık 250 kalori daha az enerji almak, bu süreci dengeleyecektir. Elbette her zaman olduğu gibi kilo dengesi menopoz döneminde de; liften zengin, meyve ve sebze ağırlıklı, protein ile kalsiyumdan zengin, yağ oranı düşük beslenme modeli ve düzenli egzersizlerle sağlanabiliyor.”
7-HORMON TEDAVİSİ KANSERE NEDEN OLUR.
DOĞRUSU: Hormon tedavisinin meme kanserine yol açtığı endişesi nedeniyle pek çok kadın menopozun sebep olduğu sorunlara katlanmak zorunda kalıyor. Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, menopoz doğal bir süreç olsa da yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yakınmalar için mutlaka hekime başvurmak gerektiğini vurgulayarak, “İhtiyaç halinde de ilaç desteği almak doğru bir yaklaşım olacaktır. Kişisel olarak uygun hastalarda, uygun dozda ve sürede verilen hormon tedavileri yakınmaları giderirken, toplumda sanıldığı kadar yüksek oranda kanser vakasıyla karşılaşılmıyor” diyor. Hekime danışmadan uygulanan ve etkinliği ile güvenirliliği kanıtlanmamış birtakım bitkisel tedavilerden de mutlaka kaçınmak gerekiyor, zira bu yöntemler karaciğer, böbrek ve kalp gibi organlarda hasara neden olabiliyor.
8-ŞİKAYETİ OLAN HER KADIN HORMON TEDAVİSİ ALABİLİR.
DOĞRUSU: Östrojen içeren hormon tedavileri menopozdaki yakınmaları hafifletmek amacıyla sık kullanılan bir yöntem olsa da her kadın için uygun olmayabiliyor. Özellikle de rahim kanseri, meme kanseri, aktif karaciğer, kalp ve damar ile emboli gibi hastalıkların varlığında hormon tedavilerinin kullanımı önerilmiyor.
9-MENOPOZ DÖNEMİNDE HAMİLELİK RİSKİ YOKTUR.
DOĞRUSU: Özellikle ‘perimenopozal dönem’ olarak adlandırılan adetin kesilmesinden itibaren geçen bir yıl içinde düşük ihtimal de olsa hamilelik gerçekleşebiliyor. Dolayısıyla bu dönemde cinsel yaşamda korunmaya mutlaka devam etmek gerekiyor.
10-MENOPOZA GEÇİŞ DÖNEMİNDE YOĞUN ÂDET KANAMALARI NORMALDİR.
DOĞRUSU: Menopoza geçiş dönemi sıklıkla adet döngüsünün seyrekleşmesi veya kesilmesi şeklinde belirti veriyor. Tam tersi olarak yoğun âdet kanamaları, düzensiz ve sık kanamalar altta yatan rahimde kalınlaşma, miyom ile polip gibi bir jinekolojik hastalıkla ilişkili olabiliyor. Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, dolayısıyla bu süreçte gözlenen yoğun kanamalarda mutlaka hekime başvurmak gerektiğine dikkat çekiyor.